Yeni Üyelik Haber bülteni üyeliği
|
Din, Mayalar?da yaşamın çeşitli alanlarında kendini hissettiren bir etken olmuştur; tarımsal törenlerden ve halk törenlerinden sanat ve kültüre dek etkisini hissettirmiştir. Din adamlarının, Maya uygarlığını elinde tutan ideolojiyle, siyasi denetimle yakından ilişkili oldukları ve aynı zamanda bilimi temsil ettikleri gözönüne alındığında, bu etkinin büyüklüğü daha iyi anlaşılabilir. Maya dininin son zamanlardaki hali biraz daha iyi bilinmektedir. Klasik-sonrası dönemdeki Maya dininin üç temel özelliği;çoktanrıcı (politeist), natüralist (atmosferdeki olayları ilahlaştırma) ve düalist olmasıdır. Düalistliğinde iyi ile kötü ikilemi yapılmakla birlikte, ?hayır ve şerr Allah?tandır? ilkesine sahiptir. İyilik ilahları ile kötülük ilahları sürekli bir çatışma içindedir; fakat gün ve gece, yaşam ve ölüm, dölleyen ve döllenen nasıl birbirlerinden tümüyle ayrılamazlarsa, bunlar da birbirlerinden tümüyle ayrı değildiler (yin ve yang gibi). İnsanların gelecekleri de bu çatışmadan nasibini alıyordu. Eski Mayalar?ın din adamlarının uygulamaları onların birer şaman olduğunu da göstermektedir. Mayalar, sonradanKızılderililer?de görülen Amerika Şamanizmi?nin özgün hallerinden birini oluşturmuşlardır. Asya Şamanizmi?yle pek çok bakımdan paralellik gösteren Maya Şamanizmi?nin en önemli farklarından biri, Asya Şamanizmi?nde transa geçmedeuyuşturucu maddelerin kullanılmamasına karşın, Maya Şamanizmi?nde halüsinojen ve psikoaktif maddelerin kullanımıdır. James Churchward, Mircae Eliade, Cihangir Gener gibi araştırmacı yazarlar, eserlerinde Amerika Şamanizmi?nin Asya Şamanizmi?nde görüldüğü gibi, bir inisiyasyon içerdiğini belirtirler. Kimileri Popol-Vuh?taki ikizlerin hikâyesini sınav ve aşamalarıyla inisiyatik sürecin ilginç bir öyküleştirilmiş biçimi olarak yorumlar. Churchward'a göre, Mayalar önceleri tektanrılı Mu Dini?ne bağlı topluluklardı. Dinleri sonradan yozlaştırılmış ve sembollerin, zamanla, Mısır?daki ve Hint?teki gibi, anlamlarını anlamayanlarca ilahlaştırılması sonucunda, çoktanrılı bir din haline getirilmiştir.
SembolizmÖzellikle erken dönemlerde inisiyatik özellikli Maya kültüründe doğal olarak ezoterik içerikli sembol kullanımı görülmektedir. Bu semboller mitolojisine girdiği gibi, sanat eserlerine de yansımıştır. Maya geleneklerinde diğer ulusların gelenekleriyle parelellik gösteren sembollerden bazıları şunlardır:
Yucatan?da, Le Plongeon'un Kutsal Sırlar Mabedi olarak belirttiği, üzerinde "Batı ülkeleri"nin yıkımının anısına inşa edildiğini ifade eden kabartmaların bulunduğu Uxmal tapınağındaki bir sembol, James Churchward'a göre, insanlığın ilk dinî diyagramı olan Mu kozmik diyagramı idi.
Maya ilahları
YaratılışMaya geleneğine göre yeryüzündeki canlılar bugüne dek her biri çok uzun zaman dilimlerini kapsayan ve tufan benzeri yıkımlarla sona eren dört çağ ya da devir geçirmiştir. Mayalar?ın kutsal kitabı Popol Vuh?a göre çok eski çağlarda devler de yaşamış ve yarı-ilahlar devleri öldürerek ?devler çağı?nı bitirmişlerdir. Şimdi beşinci çağda bulunmaktayız. Şimdiki dünya, bir haçın uçları gibi dört yönde yerleşmiş dört kardeş koruyucu (Bacab'lar) tarafından taşınmaktadır. Mayalar?ın kutsal kitaplarından Popol-Vuh?ta, yaratılış, dünyanın meydana getirilişi ve daha sonraki bir çağda ataların imal edilmesi hakkında şu sözler, Mayalar?ın yaratılışla ilgili inanışları hakkında bir fikir vermektedir: ?Ses fiil demektir, kelam yaratılış demektir. Yer, kelam ile yaratıldı. Kelam yedi rakamı oluşturularak geldi. (?) Yerkabuğu (karalar) mevcut değildi. Yalnızca sular ve göklerin enginliği vardı. Karanlıkta her şey hareketsizlik ve sessizlikten ibaretti. Yalnızca yaratıcı, yapıcı, egemen olan, hayat veren, bir ışık olarak suyun üzerinde yüzen, tüylerle kaplı yılan vardı. Onlardır vücut veren, onlardır yaratan. Onlar yeşil ve maviyle çevrilidirler. İsimleri Gucumatz?dır. (?) O devirdeki varlıklar şekilsizdi. Konuşmasını biliyorlardı. Daha güneş görünmüyordu.(?) İlahlar dördüncü çağın ilk insanlarını ise yoğurarak oluşturdular. Dördüncü çağın ataları olarak önce dört erkek yaptılar, sonra erkekler uyurken kelam yoluyla onlara dört kadın yaptılar. Bu atalar, ilahlara benzer olarak yapılmışlardı, benzerleriydi, mükemmeldiler. Gördükleri her şeyi öğreniyor, anlıyorlardı. Bilgi ve bilgeliklerini (sanatkarlıklarını icra ederek) taşlara, dağlara, doğaya yansıttılar. İlahlarla aynı dili konuşuyorlar ve birbirleriyle mükemmel biçimde anlaşıyorlardı. Sonunda her şeyi bildiler ve Yer ve Göğün dört köşesini, dört yönünü incelediler. Fakat ilahlara denk olmaları ilahların hoşuna gitmedi; böyle olunca ilahlarla insanlar arasında ayrım kalmıyordu. Bu yüzden büyük ilahlar insan-ilahların, yani ataların gücünü sınırlama kararı aldı. Bir aynanın yüzünün buğulanması gibi ataların gözlerini kararttılar, artık insanlar ancak kendilerine yakın olanı görebileceklerdi. ?Güneşin doğduğu ülke?de yaşayıp çoğaldılar.?
Üç âlem kavramıAsya Şamanizmi?ndeki üç alem kavramı Maya Şamanizmi?nde de görülür. Yer, yeraltı alemi ve ilahi olan ruhsal gök. Nasıl Asya Şamanizmi?nde yeraltı alemi ve ruhsal gök, katlara ayrılıyorsa, Maya geleneğinde de böyle katlara ayrılır. Aralarındaki en önemli fark sayıdadır. Aztek geleneği gibi, Maya geleneğine göre de, ruhsal gök 13 ?gök katı?ndan oluşurdu. (Asya Şamanizmi?nde bu sayı genellikle 7, 9 veya 12 olur.) Yeryüzü ile ilâhî alem arasında bu ortamlardan en aşağıdaki ya da en yoğun ve kaba olanı insanların yaşadığı yeryüzü idi. Her gök katında Oxlahuntikú adı verilen 13 ilah bulunurdu. Yeraltı alemi öte-alemin alt kısımlarını, kötü kısımlarını, gök katları ise üst ve ışıklı kısımlarını oluşturuyordu. Vecd veya trans halinde gök katlarına çıkacak her şamanın göğe çıkmadan önce öte-alemin en alt, en kötü ve korkunç tabakaları olan yeraltı alemine inmesi gerekirdi. Maya geleneğinde yeraltı alemi, Asya geleneklerinde de rastlandığı gibi, 9 katlıdır. Burada ikamet edenlere ise Bolontikú adı verilir. Maya cehenneminioluşturan bu katlara Mitnal denir. Yeraltı alemi ölüm ilahı Ah Puch?un egemenliğindedir. Maya geleneğine göre yeryüzündeki canlılar bugüne dek her biri çok uzun zaman dilimlerini kapsayan ve tufan benzeri yıkımlarla sona eren dört çağ ya da devir geçirmiştir. Şimdi beşinci çağda bulunmaktayız. Şimdiki dünya, bir haçın uçları gibi dört yönde yerleşmiş dört kardeş koruyucu (Bacab ?lar) tarafından taşınmaktadır. Yine Şamanizm?deki üç âlemi irtibatlandıran ?yaşam ağacı? kavramı, Maya geleneğinde de bulunur. Yeryüzündeki pek çok gelenekte karşılaşılan yaşam ağacına Maya geleneğinde Yaxché adı verilir; kökleri yeraltında olan bu ağacın dalları gök katlarında uzanır.
AyinlerKlasik-sonrası dönemdeki ayinler, önceki dönemlere oranla daha iyi bilinmektedir. Mayalar?dapiramitler bir tür tapınak işlevi görmektedir. Tören sırasında halk, aşağıda, tapınak sayılan piramidin önündeki alanda yer alır, getirdiklerini tapınağa sunarlar ve dileklerde bulunurlardı.Chichén Itzá?nın kutsal senatosuna, Chac ilahına sunu olarak, altın, çocuk ve bakire kızların sunulduğu sanılmaktadır; çocukların sunuluş nedeni saf olmalarıydı. Nutukların ayinlerin önemli bir kısmını oluşturduğunu belirten Silvanus G. Morley?e göre, buluğ ve evlenme ayinlerinde ya da geleceği bilebilme, kıtlıktan, hastalıktan, savaş ve düzensizlikten uzak durabilme, musallat olucu ruhlardan kurtulabilme, girişimlerde başarılı olabilme ve çocuğu olmayan kadınların çocuk sahibi olabilmesi gibi çeşitli amaçlarla ilahlardan yardım dileniyordu. Maya kahin-din adamının (şamanının) ilahi aleme çağrıda bulunma tarzı Etrüsk kahin-rahiplerininkini andırır. Günümüzde halen, ayinlerde, Maya şamanları doğal konuşmaya benzer bir ritim ve makama dayalı melodi tarzında bir tür türkü okurlar. Dans da ayinin önemli bir kısmını oluşturuyordu. Erkekler gibi, kadınların da kendilerine has dansları vardı, kadın ve erkekler çok nadir olarak birlikte dans ederlerdi. Örneğin Kakupat?tan yardım ve himayenin dilendiği Holcan Okot dansı, 800 savaşçı tarafından en ufak bir hata sözkonusu olmaksızın yapılan seri hareketlerle gerçekleştirilirdi. İlahlara yönelik festivaller tzolkin?ce, yani "ayin takvimi"nce belirlenen günlerde yer alırdı. Her canicule başlangıcında yapılan kutlamalarda ateş yakılarak, kartal tüyleri takılarak ?yüz ayak? dansı yapılıyordu. (Canicule ya da Fransızca'daki okunuşuyla "kanikül", Latince'de "köpek" anlamına gelen canis sözcüğünden türetilmiş, Sirius?un İtalya semalarında Güneş?le birlikte doğup battığı 22 Temmuz ile 22-23 Ağustos arasındaki döneme 1500 yıllarında verilmiş adın Fransızca'da kullanılan biçimidir.) Törenleri, tapınakların süslenmesini ve sunuların takdim edilmesini din adamları düzenlerdi. Diğer etkinlikler arasında,pot-a tok ya da pok-ta-pok denilen top oyunu, tiyatro oyununu andıran oyunlar, geçit törenleri ve çeşitli bayram kutlamaları sayılabilir.
Törensel öğeler
Günümüzde halen uygulanan törenlerden biri, yağmur mevsimi geciktiğinde yağmur ilahının yardımcıları sayılan Chaqu?lara başvurmak üzere düzenlenen, H-men (şaman türü) tarafından yönetilen Ch'a Chaak törenidir. Bazı mağaraların, örneğin Loltún ve Balankanché mağaralarının dünyanın içine açılan giriş yerleri olduğuna inanırlardı. Hıristiyanlık?tan bağımsız olarak, Maya dininin kendi unsuru olan Konuşan Haç (la Cruz Parlante) Palenque?de görülen yaşam ağacı sembolünün stilize edilmiş biçimidir. Mayalar?ın bu haçı 19. yy. ortalarındaki ayaklanmalarıyla gelen Caste (Castas) Savaşı sırasında kullanımı onları birleştirici ve birçok acıya göğüs germelerini sağlayıcı bir unsur olmuştur. Bu savaş, Mayalar?a kendi topraklarında bağımsız olabilme olanağı sağlamış ve bu olay Amerika?da türünün tek örneği olmuştur. (Günümüzde Yucatan Yarımadası Meksika?nın üç eyaletini içerir: Yucatán, Campeche ve Quintana Roo. Dolayısıyla Yucatán teriminin günümüzdeki kullanımı geçmişteki büyük Yucatán Devleti ya da coğrafi olarak belirtilen Yucatán Yarımadası anlamına gelmez.)
Maya dininde ölüm"Ölmek" sözcüğü Popol-Vuh kitabını yazanların torunları olan Chorti kızılderililerinde aynı zamanda ?yolculuk? anlamına gelir. Chorti'ler ölen kimsenin öte-âleme, ucu Tanrı?nın elinde olan bir iple çekilerek göçtüğüne inanırlar. Bu inanışa Asya Şamanizmi?nde de rastlanır. Astral beden ya da esîrî beden kavramı Mayalar?da da mevcuttu. Bireyin bu ikinci "can"ına, ruhsal ikinci benliğine ya da eş varlığına way adını verirlerdi. Bu kavram halen bugünkü Mayalar?da mevcuttur. Maya dinine göre ölüm olayından sonra ikinci canı ya da way adı verilen ruhsal varlığıtranstaki şamanların yolculuğu gibi bir yolculuk yapar. ÖnceXibalba (yeraltı alemi) yolunu tutar; oradaki bekçi köpeğin (xoloitzcuintle) yardımıyla bir ırmağı geçmesi gerekir. (Bir ortamdan diğerine geçmeyi simgeleyen, öte-alemdeki ırmağın geçilmesi sembolizmine Asya Şamanizmi?nde ve pek çok gelenekte karşılaşılır.) Gök katlarından birinde, hak edebilmiş olan ruhsal varlıkların ulaşabileceği, mutlu olunan bir cennet vardır.(Mayalar?da bu cennete ulaşabilmek için şehit olma arzusu yöneticilerce iyi kullanılmıştır.) Mayalar?da ruh göçü kavramının olup olmadığı konusunda farklı görüşler bulunmaktadır; kimilerine göre, ruh göçü kavramına diğer Kolomb-öncesi Amerika uygarlıklarında ve kimi Kızılderililer?de rastlandığı gibi, Mayalar?da da rastlanmakla birlikte, Mayalar?daki ruh göçü kavramı Hinduizm?dekinden farklıydı. Bu inanışa ait izlere kral Pacal?ın yeniden doğması hikâyesinde ve Popol-Vuh?taki ikizlerin öyküsünde de rastlanır. ?Atalar kültü?nün de bulunduğu Mayalar?da ataların kafatasları muhafaza edilirdi. Maya kazılarında kristal kafataslarına da rastlanmıştır.
Top oyunuMayalar?da mısırın yaratılışını ve diğer astronomik fenomenleri çağrıştıran top oyunu bir türayin gibi görülürdü. İlk zamanlar, evrenin menşeini temsil eden, ölüm ve yeniden doğuşla ilgili bir inisiyasyon ayini olan bu oyun, sonraları askeri eylemin ve siyasi iktidarın meşru kılınmasıyla da ilgili olmuştur. Yani top oyunun ayinsel işlevinin yanı sıra siyasi ve ekonomik yanları da vardı. Top oyunu her şeyden önce, iyi ve kötünün, ışık ile karanlığın, yani evrendeki karşıt güçlerin çatışmasını, sabit hareket halindeki top ise hareket halindeki yıldızları ve yaratılış güçlerini simgeliyordu. Oyunun dönem ve yere bağlı olarak farklı versiyonları vardır. Oyuncu sayısı da bu faktörlere bağlı olarak değişmektedir. Genellikle kauçuktan yapılma bir topa kemerle, dizlerle, omuzlarla ve el darbeleriyle vurularak oynanırdı. Pot-a tok denilen bu oyunda amaç, topu, bir duvara dikey olarak tutturulmuş, pota benzeri bir halkadan geçirmekti. Oyun günümüzde Guatemala?da halen ayin tarzında, Meksika?da ise turistlere yönelik olarak ya da yalnızca spor amacıyla uygulanmaktadır. Bu oyunun halkanın bulunmadığı versiyonlarındaki bazı özellikler amerikan futbolunu andırmaktadır. Bazı yerlerde oyunun kamış ya da raketle oynandığı da görülmüştür; bu durumda top darbelerinden korunmak üzere kafa ve göğsü koruma önlemleri alınıyordu. Oyun gece de oynanabiliyordu. Oyunun sonunda daima kurban sunulmuyordu. Oyunu kaybeden takımın kurban edildiğini gösteren hiçbir tarihsel kaynak yoktur. Bu konuda ileri sürülenler hakkında bazı tarihçilerin görüşü şudur: Kimi zaman savaş tutsakları da bu oyunu oynamak zorunda bırakılıyorlardı ve bunlar yense de yenilse de zaten kurban edilecekleri önceden belirlenmiş tutsaklardı. Zaten yaralı ve yorgun tutsakların kazanma şansları olmadığına göre oyun tutsaklarla oynandığında, bir siyasi ve askeri güç gösterisi olarak da yorumlanabilir. Guatemala veHonduras?ta kendi aralarında oynadıkları oyunlarda kimi zaman oyuna bir ödülün de konmuş olduğu ve oyunda elde edilen kadınların fahişe oldukları sanılmaktadır.
|
|
Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa |
Gizlilik Sözleşmesi |
Üye Girişi